Topuk dikeni; ayak tabanındaki enflamasyondur. Topuk bölgesinde şiddetli ağrıya yol açmaktadır. Uzun süre sert zeminde ve evde yalınayak yürüyenlerde daha sık raslanmaktadır.

Topuk dikeni, yaşam kalitesini düşüren bir sağlık sorunudur. Bu rahatsızlık ayak tabanında taş ya da çivi gibi bir his vermektedir. Günlük hayatı idame ettirebilmek için kişilerin yürümek zorunda olması topuk bölgesinde tekrarlayan zorlamalar, küçük yırtıkların oluşmasına yol açar ve topuk ağrısı problemi ile sinyal verir.

Topuk Dikeni Belirtileri

Ağrı çoğunlukla günün ilk saatlerinde baş göstermekte, yataktan kalktıktan sonraki ilk birkaç adımda dayanılması güç bir noktaya ulaşmaktadır. Topuk dikeninin bir diğer belirtisi, uzun süren yürüyüşlerin sonunda giderek artması ve ağrının dinlenirken bile devam etmesidir.

Topuk dikeni problemi baş gösterdiğinde ilk olarak ortopedik muayene önem arz etmektedir. Muayene sırasında topuğun altına bastırıldığında ağrı hissediliyorsa röntgen istenilmektedir. Teşhis konulduğunda ise ağrıyı tetikleyen faktörlerden uzak durulması tavsiye edilmektedir.

Topuk dikeni olan hastaların evde çıplak ayak yürümemeleri, ser tabanlı ayakkabılar yerine yumuşak tabanlı ayakkabıları kullanmaları gerekmektedir. Bunların yanı sıra silikon topuk destekleri de fayda sağlayabilir.

Topuk Dikeni Tedavisi

Egzersiz ve masaj uygulamasından fayda görülmektedir.

Unutmamak gerekir ki topuk dikeni yavaş yavaş baş gösteren bir rahatsızlık olduğu gibi tedavisi de uzun bir süreç gerektirebilir.

Bu tedaviden fayda görmeyen hastalar için enjeksiyon yöntemi uygulanabilir.  Kortizon iğnesi veya PRP enjeksiyonları uygulanmaktadır. PRP, kişinin kendi kanından hazırlanan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavide dokunun iyileştirilmesi hızlandırılır ve ağrı dindirilir. Enjeksiyon tedavisi sonrası ağrı büyük olasılıkla geçmektedir. Geçmediği durumlarda 10-15 gün sonra tekrar enjeksiyon yapılması uygun olur.

Topuk dikeni için alternatif tedavi yöntemi; ESWT yani şok dalga tedavisi denilen yöntemdir. 2000-3000 ses dalgasıyla hasarlı bölgede kanama başlatılır. Böylece dokunun kendini yenilemesi sağlanır. Tüm bu tedavilerden de olumlu sonuç alınamadığında ameliyata başvurulur. Ameliyat çok çok nadir yapılan bir tedavidir. Topuk dikeni hastalarının %1’inden daha azında ameliyata ihtiyaç duyulmaktadır.